Teolojik muhtevada İnsan ve Tüm yaratıklar Al lahın yapıtlarıdır, yapay olur.her şey Teolojikse yapay varlıklar kendiliğinden hiçbir şey yapamaz, adam öldüremez , adım atamaz, konuşamaz, yazamaz, hırsızlık, hilebazlık, zina yapamaz. Yaparsa geçeğin denklemine göre her şey kozmik olur, hiçbir şey Teolojik olmaz.
Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Dünya metaı ve hazları gözümüzü hakikatten döndürmesin. Bakın bugün aşı ve PCR ’den söz ediyoruz. Yakında bunlardan kurtulacağız. Çünkü bunların miadı doldu. Ha! Şunu söyleyeyim, geleceği yalnız Allah bilir. Ben kahin değilim. Ben size onların niyetleri, planları
Hergeçen gün gelişen ve büyüyen estetik teknolojisi birçok konuda istediğimiz görünüme ulaşmayı mümkün kılıyor. Göz kapağı düşüklüğü ve diğer sorunları genetik, çevresel faktörler, ilerleyen yaş gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmektedir. Estetik müdahaleler ile göz kapağı sorunlarından kolayca
Wright Kardeşler, ilk motorlu uçağı yapan ünlü kardeşlerdir. Wilbur Wright 1867 yılında doğmuş, 1912 yılında ölmüştür. Kardeşi Orville Wright ise 1871 yılında doğmuş, 1948 yılında ölmüştür. Ohio, Daytonlu iki bisiklet ustası olan Wilbur ve Orville Wright, 1899’da kuşların nasıl uçtukları hakkında kendilerine
EMDRNedir? EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.
Vay Tiền Online Chuyển Khoản Ngay. BİYONİK GÖZLE YENİ BİR HAYATA ADIM ATTILiv Hospital Ulus’ta ilk biyonik göz ameliyatı başarı bir şekilde yapıldı. Gözleri yıllardır tavuk karası Retinitis Pigmentosa hastalığı yüzünden görmeyen 62 yaşındaki Özkan Yıkıcı, uygulanan biyonik görme tedavisi sayesinde, rehabilitasyon döneminde şekilleri yeniden seçmeye başladı. 62 yaşındaki Özkan Yıkıcı yıllar sonra kazandığı yapay görme deneyimini kendi ağzından paylaştı.“Şekilleri seçmeye başladım”Türkiye 13’üncü, dünyadaki Argus II sistemini kullanarak biyonik görmeye sahip olan 303 kişiden biri olan Özkan Yıkıcı “Görme ile ilgili doğuştan bir problem vardı. Yavaş yavaş ilerledi. Tedavi için pek çok ülke gezdiğini söyleyen Özkan Yıkıcı “Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu ile tanıştım ve tedaviye karar verdik. Şimdi eskisinden çok daha rahatım. Şekilleri yeniden seçmeye başladım. Yapay görme deneyimim rehabilitasyonla daha da ilerleyecek” Hospital Yapay Görme Proje Koordinatörü ve Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal;“Tedavi süreci hastanın uygunluğunun değerlendirilmesi, cerrahi, sistemin kişisel ayarlarının yapılması ve açılması ardından başlayan rehabilitasyon aşamalarından oluşuyor. Özkan Yıkıcı’nın göz muayene bulgularının yanı sıra, tedavinin detayları konusundaki bilgisi, sistemin sunduğu yapay görme konusundaki doğru algı ve gerçekçi beklentisi ile bu tedavi için çok uygun bir hasta olduğunu gösterdi, tedavi sürecinin başarı ile ilerliyor” sonrası rehabilitasyon ortalama 1 sene kadar sürdüğünü söyleyen Biyomedikal Yük. Mühendis M. Recai Arslantaş şöyle konuşuyor“20 saat klinik içinde ve 20 saat de ev ortamında olmak üzere toplam 40 saatlik bir rehabilitasyon programı uygulanıyor. Sistem biyonik yapay görme fonksiyonu sağladığından hastanın yeni görme şekline alışması için egzersiz ve rehabilitasyon yapıyoruz. Özkan Bey çok hevesli ve azimli. Verdiğimiz ev ödevlerini yapıyor. Biz de onun başarabileceği küçük hedefler koyarak tuğlaları inşa ediyoruz. Ameliyattan iki ay sonra objelerin lokalizasyonunu sağlaması için el ve göz koordinasyonu ile ilgili egzersizleri tamamladık. Başını nasıl hareket ettireceğine dair egzersizler yaptık. Yatay, dikey ve çapraz çizgileri takip edebilir hale geldi. Kontrast mantığını nasıl kullanması gerektiğini daha iyi anlamaya başladı. Eskiden kalan görme hafızası ile sistemin kendisine sağladığı yapay görmeyi eşleştirerek objeleri yorumlamayı öğretiyoruz. Rakam ve harflerle ilgili çalışmalar yaptık. Hala devam ediyoruz. Klinik rehabilitasyon bittikten sonra evinde egzersizler yapacağız. Evde bir yere çarpmadan, takılmadan, düşmeden hayatına devam etmesi için çalışacağız. Özkan Bey ameliyattan önce sadece bir ortamda ışık olup olmadığını ve bazı el hareketlerini gölge şeklinde hissedebiliyordu. Ameliyat ve rehabilitasyon sonrasında sistemin sağladığı elektriksel uyarılarla birlikte bir kapıdan kendine zarar vermeden, çarpmadan kendi başına geçebilecek. Bir odaya girdiğinde odada kaç kişi olduğunu, koltukta birinin oturup oturmadığını daha kolay anlayacak. Yemek masasına oturduğunda tabak, çatal, bıçağın nerede olduğunu bilecek ve tek başına yemek yiyebilecek. Kendisine uzatılan fincan, bardak gibi eşyaları dökmeden alabilecek. Merdiven inip çıkması kolaylaşacak. Araba, insan gibi hareketli objelerin hareket yönünü tayin edebilecek, yol kenarında bulunan ağaç, elektrik direği gibi engellere çarpmadan yürüyerek daha mobil hale görme nedir?Biyonik görme, ışığı yeniden görmeye dönüştüren Argus II sisteminin sunduğu yapay görme fonksiyonudur. Argus II Retinal İmplant Sistemi, retinitis pigmentosa sebebi ile her iki gözde gerçekleşen körlüklerde 2011 yılında CE, 2018 yılında FDA yasal izinleri ile uygulamaya başlanmıştır. Rehabilitasyon, oryantasyon-mobilizasyon eğitimini takiben hastalar masadaki objeleri tanıyabilme, açık-koyu renk giysileri ayırt edebilme, hareket halindeki ya da park etmiş araçları algılayabilme, kapı, pencere, asansör, otobüs ve metro duraklarını tanıyabilme, bordür, kaldırım kenarı ve yaya geçitlerini takip edebilme yetkinliklerini sergileyebilir. Biyonik görme sayesinde hastaların kafa travması ve yaralanmaya maruz kalma riskleri azalırken, bağımsız hareket kabiliyetleri artar.
Son 10 yılın en büyük buluşlarından biri olarak kabul edilen "biyonik göz", 25 yaş ve üzeri, ciddi ve ileri retina bozulması, bir miktar ışık görebilen, daha önce görebilen tavukkarası hastalarına takılabiliyor. Yaklaşık 4 saat süren ve 60 elektrotun retinaya yerleştirilmesiyle yapılan biyonik göz ameliyatında, kişiler görme yetisini tekrar kazanabiliyor. Bu sistem, gözün içerisine yerleştirilen elektrotlar ve gözlük olarak iki parçadan oluşuyor. Gözlüğün ortasında yer alan minyatür kamera, hastanın baktığı görüntüyü yakalayıp hastanın algılayabileceği bir formatta gözlüğün üzerindeki antene iletiyor. Antenden gözün iç ve dışındaki bölüme radyo frekanslarıyla hem bu data hem de sistemin çalışması için gerekli enerji iletiliyor.
Araştırmacıların büyük bir dikkatle takip ettiği 3D biyonik göz teknolojisi ciddi gelişmeler yaşıyor. Bunun özellikle de görme engelliler için hayati önem taşıdığını söyleyebiliriz. Görme teknolojisi genellikle akıllı telefonların kameraları için yoğun bir şekilde kullanılsa bile, çok daha farklı alanlarda tercih edilebiliyor ve 3D biyonik göz bunlar arasında en fazla dikkat çekeni. Şimdiye kadar kullanılan 2 boyutlu görme donanımları ne yazık ki istenilen başarıyı veremiyordu. Ancak araştırmacılar, konu ile ilgili yeni çalışmalar gerçekleştirdi ve kısa bir süre içerisinde sonuçlarını aldı. Biyonik organ uzuvları büyük dikkat çekiyor Çeşitli organların üç boyutlu yazıcılar sayesinde üretildiği ve kullanıma sunulduğu biliniyor. Özellikle de hayati önem taşıyan organların bu şekilde üretilmesi insanların yaşamını kolaylaştırıyor. Bionic Vision Australia ve Second Sight bu alanda öncü isimler olsalar bile, haber çok farklı bir yerden geldi. Uzakdoğu’dan bir bilim ve teknoloji kurumu gerçekten de çığır açabilecek bir yöntem buldu. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki bilim insanları, Elektrokimyasal Göz EC-Eye dinlen bir sistemi geliştirmeyi başardı bu sistem ile birlikte adeta göz retinası gibi görme işlemini gerçekleştiren donanım oluşturuldu. İnsan retinasında fotoreseptörleri taklit ederek yapılan bu sistem sayesinde, görme işlemi standart insan organından çok daha ileri düzeyde gerçekleşebiliyor. Photoshop Camera, telefonlara geldi! Yeni filtre çılgınlığı başlayacak Gerçek bir gözün yapabileceğinden çok daha ötesini başaran bu yeni sistem, görme engellilerin günlük hayat içerisinde çok rahat davranmasını sağlayacak. Ayrıca robotik teknolojilerde bunlar kullanılırsa, muhtemelen insan gibi gören makineler üretilecek. Sizce bu tür teknolojiler daha başka nerelerde kullanılabilir? Fikirlerinizi yorumlar bölümünden bizlere aktarabilirsiniz.
Bilim dünyası sandığımızdan çok daha hızlı ilerliyor ve yapay zeka, geleceği şekillendirecek tek etmen olmayabilir. Yapay organlar ve biyonik uzuvlar derken bilim insanları şimdi de, gerçeğinden daha iyi görme yetisi vadeden dünyanın ilk 3D biyonik gözünü geliştirdiler. Dünya üzerindeki etkisini giderek artıran robotik teknolojisi, geçmişte yalnızca bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz biyonik uzuvları gerçek hayatın bir parçası haline getirdi. Genetik, biyofabrikasyon, biyofizik ve teknoloji gibi alanlarda kat edilen mesafe, aslında bizleri biyonik bir geleceğe hazırlanıyor. Daha önce el, kol ve bacak gibi uzuvların gerçeklerine çok benzeyen biyonik uzuvlarına tanık olmuştuk. Hatırlayan okuyucularımız olacaktır; geçtiğimiz günlerde ise ABD’de bulunan Pittsburgh Üniversitesi’nden bilim insanlarının, cilt hücrelerinden minyatür insan karaciğerleri oluşturmayı başardığını sizlerle paylaşmıştık. Teknoloji alanındaki ilerlemeler, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz biyonik uzuvları gerçek hayatın bir parçası haline getirdi İnsan gözü inanılmaz derecede karmaşık bir yapı olduğu için, tersine mühendislik yapılması oldukça zor bir organ. Buna karşın popüler bilim dergisi Nature’da yayınlanan çalışmaya göre araştırmacılar, gerçeğinden daha iyi görme potansiyeline sahip dünyanın ilk üç boyutlu yapay gözünü geliştirdiler. Biyonik gözler, görme yetilerini kaybeden insanlara veya doğuştan görme engelli olan insanlara yeni bir umut kapısı olabilir. Halihazırda Bionic Vision Australia ve Second Sight gibi bazı şirketler, hastalara implante edilmek için çok gelişmiş biyonik gözler geliştiriyor. Dünyanın ilk 3D yapay gözü, gelecekte insan gözünden dahi iyi görme yetisine sahip olabilir Piyasadaki yapay gözler, merkezinde kamera bulunan bir gözlükle çalışıyor. Buradan elde edilen veriler, vücuda takılan küçük bir ünite tarafından işleniyor ve daha sonra kullanıcının retinasındaki implanta gönderiliyor. Ardından bu sinyaller beynin görsel merkezlerine iletiliyor. Söz konusu teknolojiyi deneyimleyen görme engelli kişiler, belli seviyelerde görme yetisi kazandıklarını söylüyor. Bununla birlikte araştırmalar, bu tür biyonik gözlerin çizgili görüntüler üretebileceğini ve hızlı hareketleri yakalamak için çok yavaş olduğunu gösteriyor. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından geliştirilen ve Elektrokimyasal Göz EC-Eye olarak adlandırılan dünyanın ilk 3D yapay gözü, kamera gibi iki boyutlu bir görüntü sensörü kullanmak yerine, içbükey bir eğriye sahip gerçek bir retinadan modellendi. EC-Eye'ı test eden ekip, yapay gözün nispeten net bir şekilde görüntü yakalayabildiğini belirtti Bu yüzey, bir insan retinasında fotoreseptörleri taklit etmek için tasarlanmış bir dizi küçük ışık sensörü ile donatıldı. Sensörler daha sonra optik sinir görevi gören sıvı metalden yapılmış bir kablo demetine bağlandı. EC-Eye'ı test eden ekip, yapay gözün nispeten net bir şekilde görüntü yakalayabildiğini gözlemledi. Mevcut biyonik göz tasarımlarına göre büyük bir gelişme olmasına rağmen EC-Eye, hala doğal bir insan gözünün seviyesinde değil ancak ekip, bunun ilerde değişebileceğini düşünüyor. Bilim insanları, teknolojinin daha yoğun bir sensör dizisi kullanılarak ve her sensörü ayrı bir nanotele bağlayarak, gerçek bir gözü dahi gölgede bırakma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor. Tabii ki, gelecekte hala yapılacak çok iş var ancak EC-Eye kesinlikle ümit verici görünüyor. Dünyanın ilk 3D biyonik gözü EC-Eye için gerçekleştirilen test
Araştırmacılar, insan gözünün hassasiyetinin aşılabileceğinin kanıtı olarak, bir biyonik göz oluşturduklarını söyledi. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacı Zhiyong Fan, Science News dergisine şunları belirtti "Gelecekte, bunu daha iyi görme protezleri ve insansı robotlar için kullanabiliriz." Nature dergisinde yayınlanan bir makalede detaylandırıldığı gibi; bu göz, özünde çok yoğun bir şekilde son derece ışığa duyarlı nanoteller içeren üç boyutlu bir yapay retinadır. Dr. Fan liderliğindeki ekip, kavisli bir alüminyum oksit zarını, güneş pillerinde kullanılan ışığa duyarlı bir malzeme olan perovskitten yapılmış küçük sensörlerle kapladı. Beynin görsel korteksini taklit eden teller, bu sensörler tarafından toplanan görsel bilgileri işlenmek üzere bir bilgisayara aktarıyor. Nanoteller o kadar hassas ki, insan gözünün optik dalga boyu aralığını aşabiliyorlar. Bu da görsel ışık ve kızılötesi radyasyon arasındaki eşik değerine, yani 800 nanometre dalga boyuna yanıt verebilmesine olanak sağlıyor. Bu, yapay gözün insan gözünün işlevsiz kaldığı karanlıkta da bir şeyler görebileceği anlamına geliyor. Fan, Inverse sitesine şunları söylüyor Yapay gözü kullanan kişi gece görüş yeteneği kazanacak. Araştırmacılar ayrıca, yapay gözün ışıktaki değişikliklere insan gözünden daha hızlı tepki verebileceğini ve çok kısa sürede değişen koşullara uyum sağlayabileceğini iddia ediyorlar. Yapay retinanın her santimetrekaresi yaklaşık 460 milyon nano boyutta sensöre sahip olabilir ve bu konuda tahmini olarak 10 milyon hücre barındıran insan retinasını gölgede bırakabilir. Bu, yapay gözün insan gözünün görsel kalitesini aşabileceğini düşündürmektedir. Dr. Fan, Inverse’de şunları söylemeye devam ediyor "Şu anda çözünürlük açısından tam potansiyeli göstermedik; bir yapay göz kullanıcısı daha küçük nesneleri ve daha uzak mesafeleri görebilir." Scientific American’nın bildirisine göre projede yer almayan bazı araştırmacılar, nihayetinde bunu insan görsel sistemine bağlayabilmek için hala çok çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. Ama bazıları umutlu. Bu araştırmada yer almayan ve Wisconsin-Madison Üniversitesi'nde elektrik mühendisi olan Hongrui Jiang, Scientific American dergisine şunları söyledi "10 yıl içinde, bu biyonik gözlerin bazı somut pratik uygulamalarını görebiliriz." Evrim Ağacı
biyonik göz nedir ve kim buldu