Muska hastalık, göz değmesi, âfetten korunmak veya kurtulmak için yazılan ve insanların üzerlerine astıkları bir materyaldir. Korkudan, nazardan korunmak, bazı hastalıklardan şifa bulmak için dua etmek Kur’an-ı Kerim’den ayetler okumak, caizdir (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’an 9; İbn Mâce, Tıb 35-36). Ayet ve dua gibi
Hangi hallerde faiz caiz olur? Diyanet’in cevabı şöyle oldu: İslam’da faiz, kesin olarak haram kılınmıştır. Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz değildir. İş kurmak veya genişletmek; ev, araba satın almak üzere kişi, kuruluş veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı dijital kripto paraların kullanımı caiz değildir, kararı vermiştir. 2017 yılında da mısır müftüsü Prof. Dr. Şevki İbrahim Allam yazdığı fetvayı şöyle bitirmiştir: “Bitcoin para birimi kullanmak; alım satım, kira vb. işlemleri yapmak Şer’an caiz değildir.
EMANETPARA. "Bulunan paranın sahibi çıkar ve kendisine ait olduğunu ispat ederse teslim alır" diyen Diyanet, bu nedenle bulunan paranın, sahibine verilmek üzere alanın yanında 'emanet' durumunda olduğunu vurguladı. Diyanet, "Bulunan parayı elinde bulunduran kimse bunu bir süre ilan eder ve bekler" dedi. KENDİSİ DE KULLANABİLİR
Anababasından veya velisinden izinsiz, akıl baliğ olmayan bir çocuğun verdiği hediyeyi almak, kullanmak caiz olmaz. Çünkü akıl baliğ olmayan çocuğun, ana-babası dahil, hiç kimseye hediye vermeye yetkisi yoktur. (Redd-ül Muhtar)
Vay Tiền Online Chuyển Khoản Ngay. Sual Kiracıdan depozit almak ve bu depoziti kullanmak, depoziti Türk lirası olarak verip Türk lirası olarak almak caiz midir?CEVAPKiracıdan depozit almak caizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kiracının izni ile kullanmakta mahzur yoktur. İzinsiz kullanılması tahrimen mekruhtur, haramdır. Kiracı razı olursa, Türk parası olarak alıp Türk parası olarak iade etmek caizdir. Fakat birkaç sene sonra Türk lirasının değeri düşer. Değeri düşmüş parayı kiracıya verirken biraz düşünmek gerekir. Bunun için depozitleri altın olarak vermek çok iyi olur. Fazla bir kayıp söz konusu emanet demektir. Emaneti de izinsiz kullanmak caiz olmaz. Bunun gibi, filancaya götürmek üzere emanet bir kilo elma alan kimsenin, verenin rızası olmadıkça, onları yiyip de, daha kalitelisinden alarak başka elmaları götürmesi caiz olmaz. Emanete hıyanet etmiş Evimi sattım. Satın alan şahıs, kapora da verdi. "Birkaç gün sonra gelir paranın tamamını veririm" dedi. Bir ay geçtiği halde gelmedi. Evi başkasına satmam caiz midir?CEVAPAlıcı sözünde durmadığı için evinizi satarsınız. Gelince kaporasını da verirsiniz. Sual Bazı simsarlar, alnı terlemeden komisyon alıyor. Sadece aracılık yapıyor. Bunların aldıkları para haram olmuyor mu?CEVAPTellal [Komisyoncu], mal sahibinin izni ile, malı kendi sattığı zaman, komisyon ücretini satıcıdan alır. Müşteriden bir şey istemez. Çünkü hakikatte malı satan kendisidir. Burada tüccarlar arasındaki âdete bakılmaz. Eğer komisyoncu, satıcı ile müşteri arasında aracılık yapıp, malı, satıcı bizzat kendisi satarsa, komisyon ücretini, âdete göre, satıcı veya müşteri veya her ikisi ortaklaşa verir. Redd-ül MuhtarKomisyonculuk kötü bir meslek değildir. Beden işçileri terleyebilir. Fikir işçilerinin alnı terlemiyor diye kazandıkları haram olmaz. Kimi çalışmadan da terler. Ter akıtmak ölçü Emlakçı vasıtası ile gayri menkulü satılığa çıkarıp, alıcı çıkınca, komisyon vermemek için, satıştan vazgeçildiği söylense caiz mi? CEVAPHayır, hak almakSual Özel ders veren bir arkadaşın, kendisine bulduğumuz her öğrenci için, bize vereceği komisyonu almamız caiz olur mu?CEVAPEvet, almak için komisyonSual Özel bir iş yerine girebilmem için, bir tanıdık, Ben patronu tanıyorum, eğer bana üç aylık maaşını verirsen, seni işe aldırırım dedi. Bu, caiz olan komisyona girer mi? İşsiz ve zor durumda olduğum için, bu teklifi kabul etmem caiz midir?CEVAPEvet, caizdir. Din kitaplarında, Dinini, malını ve canını korumak ve hakkını kurtarmak için, bir şey vermek caiz olur parası almakSual Kiralanan dükkân için hava parası istendiği oluyor. Dinimize göre de hava parası vermek caiz olmadığına göre, istenen parayı verip dükkânı tutabilmek için ne yapmak gerekir?CEVAP Dükkânı tutmak gerekiyorsa, para vermek zorundaysa, mesela dükkân sahibinin eski bir sandalyesini, vereceği hava parası kadar fiyata satın alabilir. Buna da imkân yoksa, parayı verip dükkanı tutar. Hava parası verene değil, alana günah vermekSual Kapora verme işi, daha çok ev veya araba satarken oluyor. Satıcı, Bize kapora ver ki, evi veya arabayı başkasına satmayalım diyor. Alıcı daha ucuz ev veya araba bulunca satıştan vazgeçiyor. Aldığı kapora satıcıya helâl olur mu?CEVAPYapılan satış sözleşmesini, tek taraflı olarak alıcı da, satıcı da bozamaz. Bozarsa bozması geçerli olmaz. Tek taraflı bozulmuşsa sözünde durmamış olur. Günaha girer. Kapora geri verilir. Her iki tarafın rızasıyla sözleşme bozulmuşsa, yine kapora iade edilir. Sözleşmeden vazgeçtiği hâlde, kaporayı vermemek haram olur.
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi? Faizle mücadele propagandası yapan, lakin bu propagandaya karşın büyük çelişkiler silsilesiyle ekonomi politikasını yürüten AKP İktidarı, iki hafta evvel Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemini devreye sokarak, parasını faizde vadeli mevduat hesabında TL olarak yatıran vatandaşlara, eğer Dolar, mevcut faiz miktarının da üzerinde bir yükseliş yaparsa bu farkı devlet hazinesinden yani milletin alın teri ile kazanıp helal kazancıyla ödediği vergilerinden, parasını faize yatıran faiz yiyicilerine ödeyerek destek vereceğini ilan etmiştir. Yukarıdaki paragrafta kullanmış olduğum cümle kalıplarından dahi, bu işin hiçbir surette caiz olamayacağını anladığınızı düşünüyorum. Vadeli Mevduat hesabının kendisi caiz değil ki, kur korumalı hali caiz olsun? Ayrıca burada çok ciddi bir mantık hatası da yatmaktadır. Neden kur hareketliliğine karşı esnafı, çiftçiyi, üreticiyi, tüccarı… koruyucu ekonomi tedbirleri alınmıyor da, parasını hiçbir yatırımda değerlendirmeyip sadece faiz geliri elde eden kimselere böyle bir destek veriliyor? O zaman şu soru gündeme gelmez mi! Hani faiz ile ve faiz lobisi ile mücadele ediliyordu? Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemi ile bırakın faiz lobisi ile mücadele etmeyi, onlara kur farkı garantisi vaat edilerek en büyük desteklerden biriside sağlanmış olmuyor mu? Günümüzde Bazı Hocalar Bu İşe Ne Diyor? Elbette ki aklı başında hiç kimse, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat caizdir, gidin paralarınızı yatırın ve çatır çatır yiyin demez. Günümüzde sosyal medyada da bilinen, insanların güvendiği hocalardan da kimsenin bu işe cevaz verdiğini duymadım. Lakin Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemini ve caiz olmadığını anlatırken bazı mantık hatalarına şahit oldum. Diyorlar ki; bir kimse vadeli mevduat hesabına para yatırırsa bu faiz olduğu için caiz değildir. Faizli hesabın kur farkından doğacak zararı devletin karşılaması caizdir. Devletin asli görevlerinden birisinin de, vatandaşın parasının değerini korumak olduğunu, bu sebeple bankada vadeli ya da vadesiz hesaba para yatıranların mağduriyetlerinin ! giderilmesi için devletin kur farkını bu vatandaşlarına hibe etmesi normaldir. Hatta bu devletin asli görevlerindendir. Ancak vadeli hesaplar demek, faiz geliri elde edilen hesaplar olduğu için buralara para yatırmak caiz değildir. Eğer bir kimse katılım bankalarında vadeli mevduat hesabına para yatıracak ise, buradan elde ettiği vadeli mevduat gelirini ihtiyaç sahiplerine, fakirlere dağıtmalıdır. Böylece hem parasının değerini korumuş olur, hem de o hamaseti faizi kendine bulaştırmamış olur. Ancak kur farkından doğan parayı devletin, parasını TL vadeli mevduat hesabına yatıranlara vermesinde ve bu parayı alıp kendisi için harcamasında bir beis yoktur denilmektedir. Yani parasını vadeli faizli mevduat hesabına yatıran kimselere kur koruması adı altında para verilmesi, devletin vatandaşa olan vazifesi olarak telakki edildiğinden caizdir! Şeklinde dolambaçlı, kafa bulandırıcı ve mantık hataları ile dolu fetvalar mevcuttur. Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Caiz mi? İşin esasında ise Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat sistemi kesinlikle caiz değildir. Ne vadeli hesapta vatandaşın faizli gelir etmesi, ne de kur farkından doğan karşılığın devlet tarafından, parasını vadeli hesaba yatıranlara hibe olarak verilmesine caiz denilemez. Bu hibeye ise, devletin asli vazifelerinden olan vatandaşın alım gücünü koruması hiç denilemez! Çünkü milletin alın teri ile kazanıp devlete zaten oldukça yüksek olarak ödediği vergileri devlet; yine millete hizmet etmek için, ülkeyi kalkındırmak için, milletin maddi refahını artırmak için, millete sosyal hizmetlerde bulunmak için… kullanmakla mükelleftir. Ancak devlet bu vazifelerin hiçbirisini hakkıyla yerine getiremediği gibi, hatta bu makalenin konusu olmasa bile devleti yönetenlerin halkın desteği ve güveni ile emanet olarak oturdukları makamlara ihanet etmeleri de cabasıdır! Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Vatandaşa Hizmet Değildir! Vadeli hesaplara kur koruması adı altında kur farkından doğan mağduriyetin giderilmesi için verilen farkında yine vatandaşa bir hizmet olarak telakkisi mümkün değildir. Çünkü faizde yatan paranın ülke ekonomisine hiçbir katkısı olmaz! Aksine o ülkede üretimi, yatırımı azaltır ve enflasyonun daha da yükselmesine sebep olur. Buna paralel olarak döviz kurlarının da TL karşısında daha da yükselmesine, vatandaşın alım gücünün daha da azalmasına, maddi ve manevi mağduriyetlerin daha da artmasına sebep olur. Haram ve helal tanımayıp para gelsin de nereden gelirse gelsin anlayışı ile parasını TL vadeli mevduata yatıranların parası kur koruması altında olurken, yani onların alım güçleri devlet tarafından muhafaza altında olurken; haram olduğu için faiz hamasetinden imtina eden vatandaşların alım güçleri zayıflayacak ve yetmezmiş gibi zaten altında ezildikleri vergiler vatandaşın refahına değil de bu faiz yedicilere devlet tarafından hibe olarak ikram edilecek! Dolayısıyla böyle bir zalimliğe, hoca geçinen birisinin cevaz vermesi akıl alacak iş değildir! Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat neden caiz olamaz ve neden bu millete zulümdür? Neden devletin bu millete bir hizmeti olarak görülemez? Bunun cevabını Ekonomist Atilla Yeşilada aşağıdaki videoda 53 saniyede çok güzel özetlemiştir. Ekonomist Atilla Yeşilada’nın videoda örnek verdiği gibi örneğin vadeli Mevduat hesaplarında genel toplamda 1 Trilyon TL’lik para var. Faiz ise %15 diyelim ve o yıl döviz kuru %30 yükseldi. O zaman devlet bu 1 Trilyon TL’lik vadeli mevduata %15 destek verecek demektir. Yani 150 Milyar TL, yani bugünkü hesaba göre 1 Milyar Doların üzerinde destek! Peki bu 1 Milyar Dolarlık destek parasını faize yatıran faiz yedicilere değil de esnafa, çiftçiye, üreticiye niçin verilmiyor? Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’nun tabiri ile Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı, Dolar ile vaftiz edilmiş faizdir! Bendenizde buna, faize tesettür giydirilmesi diyorum. Faiz Gelirini İhtiyaç Sahiplerine Dağıtmak Normalde kişinin isteği dışında bir faiz geliri olursa, örneğin insanlar bankalardan maaş alıyorlar. Bu maaşları bankalar insanların hesaplarına yansıtmadan evvel faiz olarak işletiyorlar ve bu işletmenin karşılığında maaşın haricinde insanlara promosyon adı altında faiz geliri de gelmektedir. Bu parayı kullanmak yerine hiçbir sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine, fakirlere vermek tavsiye edilir. Ancak burada aynı şartlar söz konusu değildir. Kişi kendi iradesiyle parasını vadeli mevduata yatırmaktadır. Katılım bankası olsa da vadeli hesaba yatırmaktadır. Buradan elde ettiği faiz gelirini ya da katılım bankasındaki vadeli hesapta elde ettiği kazancı fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtacak ise, o halde buraya parasını ne için yatırdı ki? Hiç yatırmasın daha iyi! Parasının değerini ise zaten kazancı dağıtırsa korumuş sayılmaz. Bunu örneklendirecek olursak. Örneğin bir kimse parasını faize yatırdı ve faiz geliri %15, o yılki kur %30 arttı ve devlet bu kur farkı olan %15’i faizli hesapta parasını tutana destek verdi. Bu durumda 10 bin TL’si olan kişinin parası kur koruması sayesinde 11 bin 500 TL değil de, 13 bin TL olmuş olacak. Ama kişi faiz geliri olan 1500 TL’yi haram olduğu için hiçbir sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine ve fakirlere dağıtacak. Ancak bu seferde parasının değerini koruyamamış olacak. Çünkü yıl içinde döviz %30 artarken, o %30 alsa bile yarısını haram olduğu için dağıtmış olacak. Yani %15 olarak kendi parası değer kaybetmiş olacak. Ayrıca hiçbir sevapta kazanamamış olacak! Üstelik kebâir bir günahta işlemiş olacak! İyi de arkadaş! mademki faizli olan kazancı dağıtacaksın, o halde niye paranı faize yatırasın! Faiz zaten haram! Onun yerine paranı dövize, altına yatırsana! %15 gibi bir miktarı hiçbir sevap kazanmayı umut etmeyerek ihtiyaç sahiplerine dağıtacağına, hem çok daha azını dağıtırsın ve hem de sadaka sevabı kazanırsın. Eğer üzerine zekat farz ise % zekat ve % sadaka olmak üzere %5’ini ihtiyaç sahiplerine, fakirlere ve dini ilim tahsil eden talebelere dağıtırsan, hem dünyada kazanırsın, hem de ahirette kazanırsın ve Allah katında derecen yükselir. Dilersen daha fazlasını da zekat ve sadaka olarak dağıtabilirsin. Uyanık Müslüman, hem bu dünya için, hem de ahiret için yatırım yapandır. Faize yatırıp Allah’a harp açmak olmaz! Türkiye Hanefi mezhebine göre Dârül Harp olsa dahi, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülke olduğu için Müslümanların parasından ve vergisinden bu faiz gelirini elde ediyorsun. Bu gelirden üç beş fakiri doyursan neye yarar! Geriye kalan milyonların hakkı ne olacak? Velhasıl kelam mevzu bundan ibaret! Cenâb-ı Allah; hakkı hak olarak görebilmeyi, bâtılı bâtıl olarak görebilmeyi ve hakkın üzerinde sabit olabilmeye nasip etsin. Faize Bile Tesettür Giydirdiler! Başlıklı makalemi okumak için başlığın üzerine tıklayınız!
Öncelikle "Başkanlarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyaları alıp sahiplenmek de caiz değildir" açıklaması getiren Diyanet, bulunan paranın sahibine verilmek üzere çevreden şahit tutularak alınabileceğini kaydetti. Diyanet, "Kendine mal edinmek üzere alınması, başkasının malını gasp etmek hükmündedir" ifadesini kullandı. Diyanet, buluntu para konusunda takip edilecek yöntemi, "Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır" sözleriyle açıkladı. EMANET PARA "Bulunan paranın sahibi çıkar ve kendisine ait olduğunu ispat ederse teslim alır" diyen Diyanet, bu nedenle bulunan paranın, sahibine verilmek üzere alanın yanında 'emanet' durumunda olduğunu vurguladı. Diyanet, "Bulunan parayı elinde bulunduran kimse bunu bir süre ilan eder ve bekler" dedi. KENDİSİ DE KULLANABİLİR ANCAK... Diyanet, devamındaki süreci ise şöyle bildirdi "Sahibi çıkmazsa yoksullara paranın sahibi adına sadaka olarak verir. Kendisi muhtaçsa kullanabilir. Ancak sahibi daha sonra çıkarsa geri vermek zorundadır. Sahibinin aramayacağı düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; bulanın ihtiyacı varsa o da kullanabilir." Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın
Haram para nasıl değerlendirilmelidir?AçıklamaBilmediğiniz bir işlem karşılığında, elde etmiş olduğunuz faizli bir kazançtan ele geçen para nasıl harcanmalı veya bu para nasıl değerlendirmeliyiz? Bilerek veya bilmeyerek kişinin eline geçen faiz miktarı, haram bir paradır. Dolayısıyla kişinin bu parayı hiçbir şekilde kullanması caiz değildir. Kendisi kullanamadığı gibi bu parayı yakınlarının menfaati olan bir yerde kullanması da caiz ve uhrevi beklentilerle bu paranın harcanması doğru olmaz. Yani sevap niyetiyle, başkalarına sadaka ve yardım maksadıyla da kullanamaz. Zira bir hadisi şerifte de buyrulduğu gibi, Allah ancak temiz ve helal olan şeyleri kabul buyurur. Aynı şekilde dinimiz malın zayi olmasını da yasakladığından, kişinin bunu atarak, yakarak vs. ortadan kaldırması da hoş bu para birisinin faiz borcuna sarf edilebilir, bir hayır müessesesinin normalin üzerindeki vergi borçlarında, bu müesseselerin tuvalet yapım ve tamirlerinde kullanılabilir. Ayrıca, bir fakirin kömür ihtiyacını karşılamak gibi yollarda sarf edilebilir diyen âlimlerimiz de vardır. Bu da celle celaluhu âdemoğlunu yeryüzüne indirdiğinden itibaren dünyada bütün canlılara yetebilecek ölçüde rızık ve nimet kaynaklarını yaratmıştır. Önemli olan bu kaynakların israf edilmeden kullanılması ve kardeşçe pay edilebilmesidir. Eğer hırs, tamâ ve “ben tok olduktan sonra başkası acından ölse bana ne” mantığıyla hareket edilirse bugün de olduğu gibi Amerika ve Avrupa’da insanlar “obez” tedavisi görürken Afrika’daki insanlar açlıkla din olan İslâm, yüce Allah’a nasıl ibadet edileceğini belirlediği gibi, insanın fizikî varlığının devamı için gerekli olan dünya nimetlerinden yararlanmanın ölçülerini de koymuştur. Vahiy ve sünnete dolayısıyla dine uygun olan kazanç “helâl”, “temiz tîb” sayılırken bu ölçülere uymayan kazanç da “haram”, “mekruh” veya “çirkin habîs” kazanç adını kabulü ve Allah’a kulluğun genelleşmesi “helâl kazanç”la yakından ilgilidir. Gözyaşlarıyla dua eden ancak kazancı haram olan bir kul için, Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’in buyurduğu; “yediği haram, giydiği haram, duası nasıl kabul olunur?” hadisi, bu gerçeği bütün açıklığıyla ifade dini, Müslümanların meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan temin etmelerini emreder. Bu emre rağmen yine de haram para ele geçmişse âlimlerimiz, böyle bir paranın, bir an önce harcanarak elden çıkarılması gerektiğini, fakat günah ve kul hakkından kurtulmak için bunun da yeterli olmayacağını ifade kazanç, kendisini elinde bulunduranın malı olmadığı ve haram olduğu için sadaka, zekât verilmez. “Allah celle celaluhu güzeldir, paktır, ancak temiz olan şeyleri kabul eder” hadisi fehvasınca bu paralardan hayır niyetiyle herhangi bir hayırda bulunulması caiz değildir. Caiz olmamanın da ötesinde hayır niyetiyle haram paradan harcayanların günah kazanacakları dahi söylenmiştir. Dolayısıyla haram parayla yapılan bağışlarla camiler, vakıflar ve dernek türünden şahs-ı maneviyi temsil eden kurumlar kazanç elden çıkarılmak isteniyorsa öncelikle sahipleri biliniyorsa sahiplerine iade edilmelidir. Eğer haram kazanç, devlet hazinesine veya kamuya ait ise bunların yeniden devlete verilmesi veya kamu menfaatlerine harcanması gerekir. Haram kazancın sahipleri veya kaynağı bilinmiyorsa bu takdirde bu para “habîs” yani kazanılma şekli itibariyle “pis” olduğu için halkın umumi ihtiyaçları için – tuvalet, hamam yapımı gibi- kullanılabilir. Cami, vakıf gibi hayır kurumlarının elektrik, su gibi faturaları ödenebilir. Bu yollar bulunamadığında, zarurete binaen ve hayır niyeti taşımaksızın ihtiyaç sahibi fakir insanlara verilebilir. Zira bu para, kazanan yönü itibariyle “pis” hükmünde olsa da verilen insanlar itibariyle bu mahiyetinden çıkmış Döndüren, Delileriyle Ticaret İlmihaliDiyanet İşleri İslam İlmihaliFaruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat Promosyon Paraları ve Hükmü Nedir? Faizli bankalar, maaşların kendilerinden alınması, bunun karşılığında da çalışanlara ve müesseseye hediyelik malzemeler ve para verilmesi şeklinde, bazı müesseselerle anlaşıyorlar. Müessese çalışanlarının bu parayı ya da... Banka Promosyonu Almak Caiz midir? Promosyon denilince akla gelen ilk şey, bankaların maaşlardan dolayı memurlara fazladan vermiş olduğu paradır. Piyasada mevcut başka çeşitleri olmakla birlikte burada üzerinde duracağımız promosyon çeşidi, memurların... Katılım bankacılığı farkı nedir? Faizsiz esasa göre çalışan katılım bankacılığı, kâr ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp; ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir.... Bireysel Emeklilik Caiz midir? Bireysel emekliliğin gayesi, insanları çalışma hayatları süresince düzenli ve uzun vadeli tasarrufa yönlendirmek ve emeklilik dönemlerinde de, oluşan bu birikimler sayesinde ekonomik açıdan rahat etmelerini sağlamaktır.... İnsanları mahfeden Sözler İnsanları mahfeden Sözler Günümüz insanı konuşmalarına dikkat etmiyor. Bazıları gerçekten çok güzel dilbilgisi kurallarına uyuyor....
Sual Emanetçilik yapıyorum. Bir yolcunun valizini yanlışlıkla başka birine vermişim. Yolcunun valizini ödemem gerekir mi?CEVAPÖdemeniz gerekir. Çünkü siz, onu ücretsiz, Allah rızası için saklamıyorsunuz. Sırf ücret almak için saklıyorsunuz. Yani onu saklamak sizin vazifenizdir. Mesleğiniz emanetçiliktir. İhmaliniz olmasa da ödemeniz kimseye saklamak için verilen mala emanet denir. Parasız bırakılan emanet, kaybolursa ödenmez, ücretli olan ödenir. MecelleSual Biri, bana bir miktar para bıraktı. Masamın çekmecesine koydum. Çekmeceyi kilitlemeden tuvalete gittim. Gelene kadar parayı birisi almış. Bu parayı ödemem gerekir mi?CEVAPİhmaliniz yoksa ödemeniz gerekmez. Fakat çekmeceyi açık bırakmak bir ihmaldir. İhmali olan öder. Eğer çekmeceniz kırılıp para alınsaydı, o zaman ihmaliniz olmadığı için ödemeniz paranızı ceketin iç cebine, emanet parayı ceketin dış cebine koymak da, ihmaldir. Emaneti en az kendi paramız kadar iyi yere saklamamız riayetin dindeki yeri büyüktür. Müminun suresinin başında, kurtuluşa eren müminlerin vasıfları bildiriliyor. 8. âyette de bunların emanete ve ahitlerine riayet ettikleri açıklanıyor. Hadis-i şeriflerde buyuruldu kiŞu altı şeyi yapacağınıza söz verin, ben de size Cennete gireceğinize söz vereyim. Bunlar, namaz kılmak, zekat vermek, emanete riayet, zinadan sakınmak, helal yemek ve dili [elfaz-ı küfr, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi] kötü sözlerden korumaktır. [Taberani]Allah yolunda savaş, bütün günahların affına sebeptir. Fakat emanete hıyanetin affına sebep olmaz. Böyle biri [Allah yolunda öldürülen] kıyamette, emaneti ödemeyince Cehenneme atılır. [Beyheki]Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. [Taberani][Burada imanı yok demek kâmil imanı yok, imanı zayıf demektir.]En kötü şey, emanete riayet etmemektir. Çünkü emanete riayet etmeyenin dini yoktur. Onun namazı da, zekatı da kabul olmaz. [Bezzar][Kabul olmaz demek, sahih olmaz demek değildir. Namazı ve diğer ibadeti sahih olur, borçtan namaz ve zekattan hasıl olacak büyük sevaplara kavuşamaz demektir.]Kıyamete yakın, insanlar, alış verişlerinde, birbiriyle olan münasebetlerinde emaneti gözetmezler. Güvenilir insan çok azalır. "Falanca yerde güvenilir bir insan varmış" denir. O insanın kalbinde de hardal tanesi kadar iman yoktur. [Müslim]Emanete riayet edilmezse, zekat zorla verilirse, ilim, dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse, kişi, hanımının meşru olmayan arzusuna itaat eder, ana-babasına isyan ederse, fasık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse, kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, gayrı meşru ilişkiler, çalgılı-içkili yerler çoğalırsa, yeni nesil öncekileri [Eshab-ı kiramı ve diğer âlimleri] kötülerse, o zaman çeşitli belaya maruz kalırlar. [Bezzar]Sual Arkadaşa Makinene iyi denirse 50 ye aldım, kötü denirse, getiririm dedim. Birine 60 a sattım. Arkadaşa 50 versem caiz mi?CEVAPCaiz olmaz. Çünkü malı henüz kesin olarak satın almamıştın. Emanet duruyordu. Emaneti satmak caiz Emanet bırakılan parayı kullanarak, para kazanmak haram olur mu?CEVAPEvet, haram olur. Kazanılanı fakire vermek gerekir. Eğer ödünç olarak veya kullanmak için izin alınsaydı, o zaman mahzuru riayetSual Emanet alınan bir şeyin yerine bir başkasını vermekte veya değerini ödemekte mahzur var mıdır?CEVAPEmanet verenin rızasıyla caiz olur. Ancak emanete riayet etmek, zarar vermeden aynısını iade etmek gerekir. Emanete zarar gelmişse ödemek lazımdır. Emanete riayet konusunda Peygamber efendimiz buyuruyor kiLokman aleyhisselama, bu dereceye nasıl eriştiği sorulunca, şöyle cevap verdiŞu üç şeyle eriştim1- Emaneti yerine vermekle,2- Doğru söylemekle,3- Malayaniyi [faydasız söz ve işi] terk etmekle. [İ. Ahlakı]Allahü teâlâ, Cennete girecek Müslümanları överken mealen buyuruyor kiOnlar, emanete riayet ederler [güzelce kullanıp, yerli yerine verirler], sözlerini yerine getirirler. [Kendi aralarındaki sözleşmelere uyarlar ve Allahü teâlâya karşı vazifelerini yerine getirirler.] [Müminun 8] Celaleyn tefsiri
emanet parayı kullanmak caiz mi