4 Anadolu medeniyetlerinden hangisi daha uzun süre yaşamıştır? Cevap: SÜMERLER. Aşağıdaki tabloda Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin insanlığa katkıları yer almaktadır. Bu katkılar olmasaydı yaşamımız nasıl olurdu? Karşılarına yazınız. Cevap: Yazı: İnsanlığın ürettiği bilgi günümüze kadar gelmezdi. b İlk Çağ’ın önemli medeniyet havzaları (Çin, Hint, İran, Anadolu, Mezopotamya, Mısır, Doğu Akdeniz, Ege Yunan), bu havzalardaki medeniyet teşekkülleri ve bunların insanlığa en önemli katkıları harita/haritalar üzerinde gösterilir. 9.2.4. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı haftasında, Cumhuriyetçilik ilkesi Sümerler Mezopotamya uygarlıkları dendiğinde, ilk akla gelen ve Mezopotamya'ya olan katkıları nedeniyle en öne çıkan uygarlık Sümerlerdir. Sümerler Millatan önce 4000-2350 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Sümerler, kendilerinden sonraki Mezopotamya medeniyetlerinin de zeminini hazırlamıştır. Bu medeniyetin oluşmasında Yunan, Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve İran medeniyetlerinin katkıları olmuştur. Helenistik Medeniyet MÖ 330 – MÖ 30 yılları arasında etkili olmuştur. Büyük İskender Asur'un başkenti Ninova'dır. Devrinin en büyük ve zengin şehirlerinden birisi olmuştur. İlk büyük kütüphane burada kurulmuştur. Mezopotamya kültürünün yayılıp tanınmasında önemli katkıları olmuştur. Asurlular, Anadolu ile ticareti geliştirmişlerdir. Kayseri'deki Kültepe'yi önemli bir ticaret merkezi yapmışlardır. Vay Tiền Online Chuyển Khoản Ngay. Sorunu TaratKitaptan resmini çek hemen cevaplansın. Soru Cevap9 ay önce1 Cevap271 Kezmezopotamya ve anadolu medeniyetlerinin insanlığa katkıları nelerdir sorusunun cevabı nedir? Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar Cevap Mezopotamya ve Anadolu Medeniyetlerinin İnsanlığa Katkıları Sümerler Sümerlerin insanlığa katkıları arasından ilki çivi yazısını bularak insanların tarihi anlayabilmesini sağlamış olmalarıdır. İlk hali birbirine tutturulmuş üç tahta parçasından oluşan tekerleği icat etmişlerdir. Ay takvimini, güneş takvimini ve burçları bulmuşlardır. Bugün hala geçerliliğini koruyan bir ayın otuz gün, bir yılın on iki ay olduğunu belirlemişlerdir. Bir üçgenin iç açıları toplamının 180 derece olduğunu ve dairenin 360 derece olduğu hesaplamışlardır. Tarihte bilinen ilk yazılı hukuk kurallarını oluşturmuşlar ve ilk reformu yapmışlardır. Babiller Babillerin insanlık tarihine katkıları için söylenecek ilk şey bilinen ilk yazılı kuralları oluşturmuş olmalarıdır. Hammurabi kanunları Monarşinin ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Dünyanın 7 harikası arasında olan Babil Asma Bahçeleri ve Babil Kulesi’ni inşa etmişlerdir. Bir haftayı yedi güne ayırmış ve 60 tabanında sayı sitemini kullanmışlardır. Abaküsü icat etmişlerdir. Asurlar Bilinen ilk kütüphaneyi kurmuşlardır. Tarihteki ilk ticaret kanunlarını oluşturmuşlardır. Kral Yolu’nun yapımına katkı sağlamışlardır. Anadolu’daki ilk yazılı tabletler onlara aittir. Akadlar Akadların tarihe katkıları konusunda söylenebileceklerden ilki bilinen ilk büyük imparatorluğu kurmuşlardır. İlk düzenli ve sürekli orduyu oluşturmuşlardır. Dicle ve Fırat’ı birbirine bağlayan bir kanal açmışlardır. Ay takvimini düzenlemişlerdir. Hititler “Annal” ismini verdikleri yıllıklar tutmuşlar ve bu sayede tarih yazıcılığını meydana getirmişlerdir. İlk yazılı anlaşma olan Kadeş Antlaşması’nı imzalamışlardır. Bilinen ilk meclisi kurmuşlardır. Pankuş Meclisi Kraldan sonra yetkiyi kraliçeye vermişler, kadınlara önem vermişlerdir. İyonlar Pisagor, Tales, Heredot ve Diyojen gibi önemli bilim insanlarını yetiştirmişlerdir. Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurmuşlardır. Frigler Friglerin insanlık tarihine katkılarından ilki Anadolu’da kuyumculuğu başlatmalarıdır. Çakıl taşı mozaik döşemelerini bulmuşlardır. Fibula isimli çengel iğneyi icat etmişlerdir. Halı ve kilimler dokumuşlar ve bunlara “tapates” ismini vermişlerdir. İlk fablı yazarak hayvan hikayeciliğini başlatmışlardır. Panflüt isimli müzik aletini icat etmişlerdir. Lidyalılar Parayı bulmuş ve takas usulünün büyük oranda ortadan kalmasını sağlamışlardır. Bir ticaret yolu olan Kral Yolu’nu yapmışlardır. İlk renkli dokumacılık ile tekstili bulmuşlardır. İlk bankacılık sistemini başlatmışlardır. Ayna ve parfümü bulmuşlardır. Termal havuzu bularak ilk termal tedaviyi başlatmışlardır. İlk madenciliği başlatmışlardır. İlk kuyumculuğu başlatmışlardır. Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur. Başarılı İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir. Başarılı.. Kopyalandı.. Anadolu ve Mezopotamya’nın Yerleşim Yeri Olarak Seçilmesinde Hangi Faktörler Etkili Olmuş Olabilir Anadolu uygarlıklarının bulunduğu haritalara bakıldığında şöyle sonuçlara varmak mümkündür Doğu ve batı ticaret güzergahlarının kesiştiği bir bölge olan Anadolu’dan ipek ve baharat yolları da geçmektedir. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu, bu medeniyetler beşiği olma özelliğine tarihin ilk çağlarından beri sahiptir. Stratejik bir bölge olarak nitelendirilmesinin en büyük sebebi Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren bir köprü görevi görmesidir. Orta kuşakta yer alması sayesinde tüm iklimleri yaşamak mümkündür ve ılık diyebileceğimiz bir iklimi vardır. Tarımsal üretim için uygun olmanın ve ürün çeşitliliğinin çok olmasının şartı olan toprak verimliliği mevcuttur. Büyük ve verimli otlakları ile burada yaşamış hayvancılığa önem veren uygarlıklar için çok uygun bir yaşam alanı olmuştur. Su her canlının yaşamı için önemlidir. Anadolu su bakımından zengindir. Siyasi açıdan bakıldığında Anadolu’nun üç tarafı denizlerle çevrilmiş bir yarım ada olması doğal sınır güvenliği sağlamaktadır. Mezopotamya uygarlıklarının bulunduğu haritalara bakıldığında ise şöyle sonuçlara varmak mümkündür Tarihin ilk medeniyetlerinin merkezi olması sebebiyle geçmiş tüm uygarlıkların bildiği bir bölgedir. Üzerindeki uygarlıkların sürekli bir devinim içinde olmasının sebebi önemli göç yolları üzerinde bulunmasıdır. Her iklimi yaşamaya, tarımcılığa ve hayvancılığa gayet uygundur. Verimli toprakları sayesinde tarım uygarlıkları için bir cennet olmuştur. Gür ve bol otlakları ile hayvancılıkla uğraşan uygarlıklara ev sahipliği etmiştir. Uygarlıklar ve şehirler akarsuların konumlarına göre kurulmaktadır. Mezopotamya’nın Fırat ve Dicle nehirleri arasında olması burayı önemli bir yer yapmıştır. Ticari hareketlilik çok yoğundur. Bu sebeple ticaretin geliştiği merkezlerden biridir. Mezopotamya Ortadoğu’da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgeye verilen addır. Mezopotamya’nın yaşadığımız coğrafyada şu andaki yerini belirtmek gerekirse Irak, Kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bir bölümü bugünkü Irak’ın sınırlarının içinde kalan Mezopotamya, tarihte birçok medeniyetin doğduğu ve asırlar boyunca kavimlerin uğruna kan döktüğü bereketli topraklara sahip bir bölgedir. Mezopotamya’nın Coğrafi Konumu ve Özellikleri Şattü-l Arap Mezopotamya olarak ismi geçen bölge, Fırat ve Dicle nehirleri arasında yer alır. Bu sebeple Mezopotamya tanımı daha çok toprakları bu iki nehir arasında kalan yerleşim yerleri için kullanılmaktadır. Güneydoğu Toroslardaki kar ve yağmur sularıyla kabaran Dicle ve Fırat Nehri, Bağdat yakınlarındaki Kurna şehrinde birleşirler. Bu nehirler birleştikten sonra “Şattü-l Arap” ismini alır ve sonra Basra Körfezi’nden denize dökülür. Mezopotamya ve Tarihi Mezopotamya Haritası Mezopotamya bölgesi, medeniyetlerin doğuşuna ve çöküşüne tanıklık ettiği için medeniyetlerin beşiği olarak ifade edilir. Bereketli toprakları ve uygun iklim şartları nedeniyle çok eski zamanlardan beri yerleşime sahne olmuş ve asırlarca istilaya uğramıştır. Bilinen ilk okur-yazar toplulukların yaşadığı bu bölgede birçok medeniyet gelişmiştir. Mezopotamya; Sümer, Babil, Asur, Akad ve Elam gibi çok eski tarihlere dayanan medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve dünya kültür medeniyetinin başlangıç noktası olmuştur. Özellikle farklı coğrafyalardan bölgeye yapılan göçler, siyasi iktidarsızlık yaratmış fakat buna rağmen bölgenin kültürel mirasını da bir o kadar arttırmıştır. Dünyanın en köklü medeniyetleri olan ve dünya mirasının ilklerini oluşturan Sümerler, Akadlar, Babiller, Asurlular gibi büyük medeniyetler Mezopotamya toprakları üzerinde hüküm sürümüşlerdir. Dünya üzerinde son buzul çağı hüküm sürerken insanlar özellikle buzların erimeye başladığı ve ılıman iklime sahip olan daha güney bölgelere inmeye başlamışlardır. Bu göçler esnasında Mezopotamya’da yerleşim yerleri kuran insanlar zamanla Buz Devri’nin bitmesiyle kuru tarıma başlamışlardır. Güneydoğu Anadolu’da Çayönü Diyarbakır-Türkiye ve Göbekli Tepe Şanlıurfa-Türkiye gibi yerleşim yerleri Neolitik dönemde Mezopotamya’daki göze çarpan başlıca yerleşim bölgeleridir. Adı geçen bu yerleşim yerleri özellikle medeniyetlerin yaşam tarzları ve kullanılan araç ve gereçlerin teknolojik ilerlemesini takip edilebilmesi açısından da oldukça önemlidirler. Mezopotamya’da Kurulan Medeniyetler Sümerler 1. Sümerler Büyük medeniyetlerin ve dünya kültür mirasının temellerini atan Sümerler, tarih sahnesine diğer medeniyetlere nazaran daha erken çıkmıştır. 4000 yıllarından itibaren başlayan tarihi ile Sümerler; yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gibi pozitif öğretilerin yanı sıra din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda da diğer medeniyetlere örnek olmuşlardır. Sümerler döneminde Mezopotamya'da 18 tanesi büyük olmak üzere yaklaşık 35 şehir ve kasaba var olduğu bilinmektedir. Bunlara; Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur örnek verilebilir. İlk olarak Uruk Kralı Lugalzagizi aşağı Mezopotamya’daki kent devletlerini bir yönetim altında toplamıştır Sümerlere Elamlar son vermiş 2000 yıllarının başları ve böylece Mezopotamya’da Akadların devri başlamıştır. Akadlar 2. Akadlar Sümerlerin zayıflamasından sonra güçlenen Akadlar, Sami kökenli savaşçı bir topluluktur. Sümerlerden sonra Mezopotamya’nın hükümdarlığını ele geçiren bu topluluk, Mezopotamya’daki medeni gelişimin öncülüğünü yapmıştır. Savaşçı bir topluluk olan Akadlar, ilerleyen tarihlerde çıkacak olan Sami kökenli Asur ve Babil halklarına da öncülük etmişlerdir. Çok tanrılı bir inanca sahip olan Akadlar zafer anıtını inşa eden topluluk olmuştur. Akadlar, Sümerlerin aksine merkezi otoriteye önem vermiş ve Mezopotamya’yı tek bir merkezden yönetme planları kurmuşlardır. Akad hanedanının kurucucu Sargon ailesidir. Agade isimli bir başkent kuran Sargon tarihi kayıtlara göre 34 savaş yapmıştır. Yinede Sargon ile ilgili anlatılan ve eldeki bulgular daha çok mitolojik ve efsane niteliğindedir. Sargon’un torunu olan Akad Kralı Naram-Sin de dedesinin yolundan giderek birçok sefer yapmıştır. Fakat bölgedeki güç dengelerinin değişmesiyle Akadlar bu dönemde düşüşe geçmişlerdir. Kısa bir süre içinde Zagros Dağları’ndan inen ve Akad ülkesini işgale başlayan Gutiler ile yönetim zayıflamış ve 2100 yıllarında tekrar Sümerler tarafından yıkılmışlardır. Babiller 3. Babiller Sami kökenli bir topluluk olan Babiller Amurrular tarafından kurulmuştur. Devletin kurucusu Sumu-Abum’dur. Özellikle devletin başına geçen 5. Kral Hammurabi ile Babiller diğer kavimlere egemenlik kurmuşlardır. Hititlerin çekilmesinden sonra Babil ülkesi Asurluların egemenliğine girmiştir. Medlerle birleşen Babiller 626 yılında Asur devletini yenerek tekrar bağımsız olmuş ve II. Babil Krallığı’nı kurmuşlardır. Kurulan II. Babil devletine ise Persler son vermiştir. Sümerlerin etkisinde bir medeniyet kuran Babiller, ziggurat denen çok katlı tapınakları inşa etmişlerdir. Bu yapıların üst katı rasathane gözlemevi, alt katını ise ürünlerin depo edildiği kiler olarak kullanmışlardır. Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş medeniyeti Babiller olmuşlardır. Asurlular 4. Asurlular 2100 yıllarında Arabistan’dan gelerek Mezopotamya'ya yerleşen Asurlular Sami kökenli bir kavimdir. Fakat zamanla içlerine Sümerlilere benzeyen Hurriler de karışmıştır. Bu devlet adını kuruldukları Asur şehrinden almıştır. Başkenti Dicle kıyısında kurulan Ninova şehridir. Asurlular 1960 yıllarından sonra Anadolu’da pek çok ticaret kolonisi kurmuşlardır. Anadolu’ya yazının gelmesi Asurlu tüccarların sayesinde olmuştur. Hititlerin akınları ile zayıflayan bu kavim en parlak dönemlerini Asurbanipal zamanında yaşamışlardır. Yaptıkları seferlerle Kıbrıs’a egemen olan Asurlular, devletin sınırlarını İran’dan Mısır’a kadar genişletmişlerdir. Hititler, Mısırlılar ve Urartularla savaşmışlardır. İran’da giderek güçlenen Medler, Babilliler ile birleşerek Asurlulara son vermişlerdir 625. Asur devleti yıkıldıktan sonra toprakları Babil ve Medler arasında paylaşılıştır. Elamlar 5. Elamlar Sami kökenli olan Elamlılar Mezopotamya’nın güneydoğusunda hüküm sürmüşlerdir. Başkentleri Sus şehri olmuştur. 3000 yılında diğer kentlere egemenlik kurmuş olan Elamlar, 7. yüzyılda Asurlular tarafından yıkılmışlardır. Son olarak Bölgedeki diğer kavimlere üstünlük kuran Persler giderek güçlenmişlerdir. Büyük İskender’in Persleri egemenliği altına alışına kadar Mezopotamya Pers egemenliğinde kalmıştır. Pers-Sasani İmparatorluğu döneminde Mezopotamya bölgesi “İran’ın Kalbi” olarak anılmıştır. Daha sonra Mezopotamya’nın Arap halifelerin kontrolüne girmesiyle kuzeyde Musul ve güneyde Bağdat şehirleri başkent olarak seçilmişlerdir. Daha sonra Osmanlı hâkimiyetindeyken üç vilayete ayrılan Mezopotamya, Musul, Bağdat ve Basra daha sonra kısa bir süreliğine de olsa I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizlerin eline geçmiştir. Daha sonra 1920’de İngilizler tarafından Irak ulus devleti kurulmuştur ki bugünkü Irak sınırlarının yanı sıra Kuveyt de bu sınırlara dâhil olmuştur. İster buzul çağından sonra olsun isterse Osmanlı Devleti döneminde, Mezopotamya, böylesine bereketli topraklar ve kıtalar arasında stratejik öneme sahip bir bölge olmuştur. Yakın zamanda yaşanan Arap Baharı, Libya ve Mısır’da çıkan isyanlar ve Güneydoğu komşularımıza yapılan müdahaleler bölgedeki kıymetli topraklarının günümüze kadar etkisini sürdürdüğünün belirtisi olmuştur. Mezopotamya Uygarlıklarında Yazı Mezopotamya yüzyıllarca birçok bölgeden göç almış bir bölge olduğu için buraya göç eden kavimler burada yeni bir uygarlık kurmak yerine bölgede var olan uygarlığın yaşam tarzını ya da dini inanışını benimsemişlerdir. Mezopotamya uygarlıklarında ilk önceleri resimli anlatım kullanılmış daha sonraları çivi yazısına geçilmiştir. Çivi yazısı anlatılmak istenen düşüncenin küçük resimler aracılığıyla anlatılan piktogramdan esinlenmesiyle hazırlanmıştır. Daha sonraları geliştirilen bu resimlerin yerini harfler oluşturulmaya başlamış ve çivi yazısı keşfedilmiştir. Kullanılan bu semboller kil tabletler üzerine işlenir, tabletler fırında pişirilir ve böylece yazı korunmuş olurdu. Mezopotamya da yazı Mezopotamya’da yazı dili, sık olarak kullanılan Sümerce ve Akadça’dır. Bu dillerden özellikle Sümerce Türkçe'ye olan benzerliğiyle büyük dikkat çekmiştir. Daha sonra bölgede güçlenmeye başlayan Hurilerin dili olan Hurrice’de bölgedeki hükümdarlıkları süresince kullanılmıştır. Ayrıca Hurrice’nin kökeninin Kuzeydoğu Kafkas dili ailesine yakınlık gösterdiği de bulunan az sayıda belgelerle kanıtlanmıştır. Yazının icadıyla birlikte medeniyetler edebi eserlerde de gelişim göstermiştir. “Gılgamış Destanı”, “Tufan Hikâyesi” ve “Yaratılış Manzumesi” gibi önemli eserler bu bölgede şekillenmiştir. Mezopotamya Uygarlıklarının Yaşam Biçimi Mezopotamya da yaşam Mezopotamya uygarlıklarında toplumsal sınıfın en üstünde Krallar ve rahipler yer almıştır. Bunun altında kalan sınıflar ise; asiller, hürler ve köleler olarak üçe ayrılmıştır. Asillere kral tarafından geniş topraklar verilmiş ve savaşta kralın yanında bulunmuşlardır. Hürler, ülkedeki bütün haklara sahip kimselerdir. Bunlar, askerler, zanaatkârlar, tüccarlar ve köylülerden oluşur bu kesim vergilerini verir, askerlik yapar, tapınak ve kanal yapımında çalışırlardı. Halk kitlesinin en alt tabakası olan köleler ise, hiçbir hakkı olmayan insanlardı ve bu kişiler eşya gibi ticarete konu olabilir hatta takas edilebilirdi. Köleler; savaşta esir alınan, parayla satılan, borçları yüzünden hürriyetlerini kaybeden insanlardan meydana geliyordu. Mezopotamya Uygarlıklarında Bilim ve Tıp Mezopotamya bölgesi özellikle astronomi ve matematikte ilerleyen uygarlıklardan oluşmuştur. Sümerler, zamanı 60 dakikalık saatlerle ölçen ve ilk kez haftayı 7 güne bölerek zaman planı yapan uygarlık olmuştur. Astronomide ilerleyen bu uygarlıklar daha çok astronomiyi bir bilimden ziyade mitolojik güce ulaşmak ve onu anlayabilmek için bir araç olarak kullanmışlardır. Her ne kadar anatomi ve tıp biliminde gelişme gösteremeseler de özellikle başlıca hastalıkların listesini tutmuş, hatta vakaları inceleyerek bir teşhis listesi oluşturmuşlardır. Mezopotamya Uygarlıklarında Hukuk Mezopotamya uygarlıklarında özellikle Babil kralı olan Hammurabi kendi yasaları ile ünlü bir kraldır. 1780 yıllarında bulunmuş olan Hammurabi Yasaları en eski kanunlardır ve Mezopotamya uygarlıklarından günümüze kalan eserler arasında en iyi korunanıdır. Hammurabi yasaları 282 hükümden oluşmaktadır. Özellikle kanunlarda yer alan evlilik kurumu ile ilgili kurallar günümüzdeki Medeni Hukuk’un temellerini atmıştır. Mezopotamya Uygarlıklarında Dini İnanış ve Mitoloji Mezopotamya'da Dini İnanış Mezopotamya uygarlıklarında hakim olan dini inanış, daha çok göklerde yaşadığına inanılan tanrı ve tanrıçalardan kurulu çok tanrılı bir inanıştan oluşmaktadır. Bu dönemde dini inanışa dayalı yazılmış olan destanlar hem dini hem de mitolojik tasvirlerle doludur. Özellikle inanışların ortaya çıkışı olarak nitelendirilen bu dini inanış “Tufan” ve “Yaratılış” gibi mitolojik anlatımlarla zenginleştirilmiştir. Mezopotamya’nın dini inanışı; Sümer, Akad, Asur ve Babil odaklı olmakla beraber, bölgedeki yaşayan halkın mitolojik inanışlarından da yoğun şekilde beslenmiştir. Çok tanrılı olan Mezopotamya dinlerinin Tanrı ve Tanrıçaları zaman içinde isim olarak değiştirilse de bazı odak tanrılar hep aynı kalmıştır. Bu tanrı ve tanrıçalardan bazıları şunlardır 1. An Sümerler de Gök Tanrısı olan An, daha sonraları “Anu” olarak anılmaya başlanır. Anu Ki ile evlidir; fakat diğer Mezopotamya dinlerinde Uras olarak anılan bir eşi daha vardır. 2. Marduk Babil’in baş Tanrısı’dır. 3. Gula Bazı bölgelerde Ninişina olarak bilinen bu Tanrıçanın şifa kaynağı olduğuna inanılırdı. Bir kişi hastalandığında hastanın şifa bulması için Gula’ya dua edilirdi. 4. Nanna Ay Tanrısıdır. Enlil’in çocuklarından biridir. 5. Enlil Mezopotamya dininin en güçlü Tanrısı olarak görülürdü. Karısı Ninlil çocukları ise İnana, Iskur, Nanna-Suen, Nergal, Ninurta, Papilsag, Nuşu, Utu, Uras, Zabab ve Ennungi’dir. 6. İşTar Asurlu aşk ve cinsellik tanrıçasıdır. Sümer tanrıçası İnanna’dan geldiği düşünülmektedir. 7. Nabu ve Ninurta Nabu, yazı ve bilgelik tanrısıdır; Ninurta ise, Savaş Tanrısıdır. Mezopotamya İlk Kardeşkanının Döküldüğü Coğrafya Mıdır? Kardeş olan Habil ve Kabil, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’in oğullarıdır. Büyüyüp ergin yaşa gelince Kabil, kardeşinin evleneceği kıza talip olmuştur, bu olay üzerine Hz. Âdem ikisinin de kurban kesmelerini Allah-u Teâla’nın hangisinin kurbanını kabul ederse, o kişinin kızla evleneceğini söylemiştir. Kurbanlar kesildikten sonra kalbi fesat ve kinle dolu Kabil kaybetmiş, Allah-u Teâla Habil'in kurbanını kabul etmiştir. Bunun üzerine iyice sinirlenen Kabil, öz kardeşini öldürmeyi düşünmüştür. Kuran-ı Kerim’de de Hz. Âdem’in oğulları arasında geçen olayın kısas olarak gösterilmesi ve anlatılması bu hikâyeyi doğrulamaktadır. Daha sonra kurbanı kabul edilmeyen Kabil, kardeşine onu öldüreceğini söylemiştir; fakat kardeşi hiçbir şekilde karşı koymamış ve Kabil öz kardeşini öldürmüştür. Kardeşini öldürdükten sonra azaplarda boğulan Kabil'e, kardeşini gömmesi için bir karga örnek olunca “Eyvahlar olsun şu karga kadar olamadım” diyerek kardeş acısıyla iyice yanarak kavrulmuştur. Hz. Âdem Habil’in ölümünü duyunca Kabil'e beddua etmiş ve Kabil, Yemen diyarına kaçarak orada yurtsuzların, putperestlerin içine karışmıştır. Kabil, ilk kardeş kanı döken insan olarak anılır. Hz. Muhammed bu olayla ilgili hadisi şerifte şöyle buyurmuştur “Haksız yere öldürülen her insanın kanının günahında, Âdem’in oğlunun Kabil bir payı ayrılır. Çünkü bu katli adet edindiren odur.” İşte bu yüzden “burası Mezopotamya Kabil’in Habil’i öldürdüğü ve tarihte ilk kardeş kanının döküldüğü yerdir” denmiştir. İlginizi çekebilecek diğer olaylar En Yeniler geri ileri 1. Listedesiniz geri ileri Biyografiler Adolf Hitler CV BİYOGRAFİ Platon CV BİYOGRAFİ Salvador Dali CV BİYOGRAFİ Kanuni Sultan Süleyman CV BİYOGRAFİ Friedrich Nietzsche CV BİYOGRAFİ II. Abdülhamid CV BİYOGRAFİ Che Guevara CV BİYOGRAFİ Napolyon Bonapart CV BİYOGRAFİ Al Capone CV BİYOGRAFİ Alexander Graham Bell CV BİYOGRAFİ Marilyn Monroe CV BİYOGRAFİ Karl Marx CV BİYOGRAFİ Heinrich Himmler CV BİYOGRAFİ Alan Turing CV BİYOGRAFİ Fatih Sultan Mehmet CV BİYOGRAFİ MEB Yayınları Sosyal Bilgiler Dersi 2. Ünite Ülkem Kültürüm ve Tarihim sorularından birisi. Soru şu şekilde Aşağıdaki tabloda Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin insanlığa katkıları yer almaktadır. Bu katkılar olmasaydı yaşamımızda hangi zorluklarla karşılaşırdık? Karşılarına yazınız. sayfa44 YAZI haberleşmede zorlanırdık. TEKERLEK Ulaşımda ilerleme alamazdık. Araba, tren, uçak olmazdı. BARAJ Evlerimizde suyumuz olmazdı. KÜTÜPHANE Bilgiye ulaşmada zorlanırdık. OKUL Eğitim ve öğretim olmazdı. PARA Ticaret gelişemezdi. SERAMİK Ağaçtan yapılmış kapları kullanıyor olurduk. KANUNLAR Suçlar artardı. MADENCİLİK Elektronik eşya, mutfak eşyası gibi birçok eşya yapılamazdı. TAKVİM Zamanı sistemli kullanamazdık. 20 Mart 2022, 044 - Zülal Güneş YazdıTarihe Yolculuk Kültürüm ve Tarihim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 36-37-38-39-40-41-42-43-44. Cevapları MEB Yayınları5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 36 Cevapları MEB YayınlarıMezopotamya Medeniyetleri5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları MEB Yayınları5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 38 Cevapları MEB Yayınları5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 39 Cevapları MEB Yayınları5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları MEB YayınlarıSıra Sizde5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları MEB YayınlarıSıra Sizde5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları MEB YayınlarıSıra Sizde5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları MEB YayınlarıSıra Sizde5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 44 Cevapları MEB YayınlarıSıra SizdeSıra Sizde5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 36 Cevapları MEB YayınlarıYukarıdaki fotoğrafı inceleyiniz. Fotoğraftaki araba ile günümüz otomobilleri arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir? Açıklayınız. Cevap Fotoğraftaki araba at arabasıdır. Günümüzdeki arabalar ise motor yardımı ile hareket eden araçlardır. Benzerlikleri ikisi de bir yerden bir yere gitmek için kullanılırMezopotamya Medeniyetleri5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları MEB YayınlarıSizce yazı bulunmasaydı yaşamımız nasıl olurdu? Cevap Yazı bulunmasaydı hiçbir söz kaydedilmez doğruluğu kanıtlanmaz, eserler gelecek nesillere aktarılamaz, uzaktaki biri ile Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 38 Cevapları MEB YayınlarıSümerler döneminde mi günümüzde mi yaşamak istersiniz? Neden? Cevap Ben günümüzde yaşamayı tercih ederdim çünkü günümüzün şartları ilerlemişlik düzeyimiz daha iyi olduğu için bu günde yaşamayı tercih Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 39 Cevapları MEB YayınlarıYukarıdaki kanun maddesi bize Babillerin hangi özellikleri ile ilgili bilgi vermektedir? Söyleyiniz. Cevap Babillerin tarım ile uğraştığını ve düzenli bir hayat kurduklarını ayrıca hakka girmemenin yani kimsenin malına zarar vermemenin verseler bile karşılığını ödemeleri gerektiği belirtilmiştir. bu da Babillerin kişi haklarına önem verdiğini Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları MEB YayınlarıSıra SizdeAşağıdaki duvar panosunu inceleyerek yanında yer alan sorularıncevaplarını defterinize yazınız1. Mezopotamya’daki ekonomik faaliyetlerle ilgili hangi bilgilere ulaşabiliriz? Cevap Hayvancılık ve dokumacılık ile hayatlarını geçindirdiklerini Üst sırada oturanlar kimler olabilir? Sizce bu kişiler neden üst sıradadır? Cevap Üst sırada oturan kişiler devleti yöneten kişiler olduğunu düşünüyorum. Devleti yönettikleri ve herkesin geçiminden düzeninden sorumlu oldukları için üst sırada olduklarını Üst sırada sağdan ikinci kişi elinde ne taşıyor olabilir? Cevap Müzik aleti taşıyor Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları MEB YayınlarıSıra SizdeUrartu kralları yaptırdıkları eserleri dikili taşlara yazdırarak halka duyurmuşlardır. Aşağıdaki yazıtı okuyarak altında yer alan soruların cevaplarını defterinize yazınız1. Kanal halkın hangi ihtiyacı için yapılmış olabilir? Cevap Tarım ile uğraşmış olabilirler bu yüzden sulama yapma amacıyla bu kanalı açmış Urartular eserlerin korunmasına önem vermişler midir? Açıklayınız Cevap Evet vermişlerdir. Krallar yaptırdıkları eserleri dikili taşlara yazdırıp halka sunmuşlardır. Bu da eserlerin korunmasına verdikleri önemi Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları MEB YayınlarıSıra SizdeAşağıdaki haberi okuyarak haberin altında yer alan soruların cevaplarını defterinize Frigler hangi sanat dallarında eserler vermişlerdir? Cevap Frigler mobilyacılık, mozaik, kiremit ve madencilik alanında eserler Kültürel mirasa duyarlılık bakımından Frigler ile günümüz insanları arasında nasıl bir fark vardır? Cevap Frigler eserlerini anılarını korumuşlar ve sahip çıkmışlardır. Günümüz insanları ile anılarını hiç düşünmeden Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları MEB YayınlarıParanın kullanılmadığı zamanları düşünelim. Acaba insanlar ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor, nasıl alışveriş yapıyorlardı? Açıklayınız Cevap Paranın kullanılmadığı zamanlar insanlar takas yöntemi ile alışveriş yapıyorlarmış. Alacakları eşyaya karşı aynı değerde eşya vermeleri SizdeAnadolu Medeniyetleri Müzesi’ni adresinden sanal turla ziyaret ederek aşağıdaki soruların cevaplarını defterinize Müzede hangi devletlere ait eserler sergilenmektedir? Cevap Frigler, Urartular, Hititler, Lidyalılara ait eserler Müzede sergilenen eserlerin türleri nelerdir? Cevap Müzede sergilenen eserlerin türleri, madencilik, tarım, hayvancılık, mobilyacılık, dokumacılık, takı, günlük hayat, savaş gibi kullanılan eşyalar Bu eserlerden hangileri daha çok ilginizi çekti? Neden? Cevap Benim ilgimi çeken savaş malzemeleri oldu. O dönemde silah yokmuş ama karşılık verebilecek kesici aletler de Müzelerin tarihi eserlerin korunmasındaki önemi nedir? Cevap Müzeler tarihi eserleri koruyarak onları gelecek nesillere de aktarmayı başarmaktadırlar. Bu sayede eserler zarar görmeden müzelerde Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 44 Cevapları MEB YayınlarıSıra SizdeAşağıdaki Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yer alan arkeolojik buluntuları inceleyiniz. Bu buluntulara bakarak Anadolu medeniyetleriyle ilgili hangi bilgilere ulaşılabileceğini defterinize yazınız. Cevap Anadolu medeniyetleri hakkında bu eserlere bakarak nasıl geçindiklerini, ne ile uğraştıklarını, o dönemde eşya olarak ne kullandıklarını SizdeAşağıdaki tarih şeridini inceleyerek altında yer alan soruların cevaplarını defterinize yazınız1. Devletler içinde ilk kurulan hangisidir? Cevap Devletler içinde ilk kurulan Sümerler’ Varlığını en uzun süre devam ettiren ve varlığı en kısa süren devletler hangileridir? Cevap Varlığını en uzun sürdüren devlet Sümerler en kısa sürdüren ise Hangi devlet günümüze daha yakın bir tarihte kurulmuştur? Cevap Lidyalılar günümüze daha yakın bir tarihte Anadolu medeniyetlerinden hangisi daha uzun süre yaşamıştır? Cevap Sümerler daha uzun bir süre tabloda Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin insanlığa katkıları yer almaktadır. Bu katkılar olmasaydı yaşamımızda hangi zorluklarla karşılaşırdık? Karşılarına Yazı olmasaydı haberleşmemiz zor olurdu. Tekerlek→ Tekerlek icat edilmeseydi ulaşımımız zor olurdu Baraj→ Barajlar olmasaydı su sıkıntısı çekerdik. Kütüphane→ öğrenmemiz zor olurdu Okul→ Eğitimi oranımız düşük olurdu Para→ Ticaret yapamaz gelişme olmazdı Seramik→ Kullanacağımız sağlam kaplar olmazdı Kanunlar→ Yaşamda düzensizlik olurdu. Madencilik→ Bugün ki kullandığımız ham maddeler oluşmazdı. Takvim→ Zamanı bilmeden yaşardık. Anonim cevap yazdı 21 Aralık 2021, 1510Keşke Lidyalılar parayı icat pirinç verir tarhana alır durumda olsaydık. O zaman daha mutlu olurduk gibi ortalığı karıştıran şey şu LidyalılarYorum Yazmak İster misin?Forum Ders Cevapları Copyright © 2019-2022

mezopotamya ve anadolu medeniyetlerinin insanlığa katkıları nelerdir